Hep anneler mi okuyacak bu kitabı canım? Sadece anneler değil babalar da okursa nasıl olur acaba?xD
Baba: Kızım, sen kaç yaşındasın bakiyim?
Kız: 17 baba.
Baba: (yutkunur..) Ne zamandır...On yedisin?
Kız: Bilmem, hesaplamadım...Bir süredir işte.
Baba: Ne olduğunu biliyorum...
Kız: Ne diyorsun baba ya...Neyi biliyorsun?Ay yoksa sen..Ya baba valla gece eve geç geldiğim için çok öz-
Baba:Evet, biliyorum.Artık saklayamazsın!Geceleri eve geç
geliyorsun,gündüzleri dışarı çıkmıyorsun, eve kapatıyorsun
kendini.Beyaz tenini kapatmak için yüzünü fondotene boğuyorsun.Bazen
sanki geçmişteki gibi, 2 yaşındaki gibi konuşuyorsun, gözlerin renk
değiştiriyor...Anan da biliyordu di mi l*n!?Benden gizlediniz
hepiniz!!...Neden hep en son ben duyuyorum bu evde olanları he??Neden
hep en son benim haberim oluyor?
Kız: Saçmalama baba ya..Hemen En
Son Babalar Duyar'a bağladın işi...Hem onlar lens bir kere...Uf,sıkıldım ama he!Ne söyleyeceksen söyle baba ya...
Kısa bir sessizlik olur.
Baba:
O kız korkmuyordu; ama ben çok korkuyorum lan!...Altıma yapacam
birazdan..Isırabiliyor musun sen?O kadar uzadı mı dişlerin?Saklıyor
musun yoksa?Ben de diyorum bu kızın dişleri niye bu kadar beyaz...
Kız: Ne!Hangi kız?Ne dişi, ne beyazı ya?Yoksa...Ya uf, baba sen yine benim kitaplığımı mı karıştırdın?!...
Baba: Ne var be, o kadar para veriyoruz..Birazda okuyalım dedik.Fena mı ettik?
Kız: İyide baba artık nasıl okumuşsan, anlayamadım yani...Orada vampir olan kız değil, erkekti!
Baba: Hmm...Oha!O daha kötü..
Kız: Niye ya?
Baba:
Niyesi var mı?Yok kızım yok.Seni bir daha geceleri dışarı çıkarken görmeyeceğim!Şimdi senin sevgilin vardır, ondan gecikiyorsun di mi
len!O kan emici seni bir köşeye sıkıştırır ısırır mısırır...Başımıza bela alırız!Artık akşam 7 oldu mu evdesin tamam mı?, yok yok ne yedisi?! Artık sana dışarı çıkma yasağı vermenin vakti gelmiş de geçmiş
bile...
Kız :...!!???
Kız: Şey baba...
Baba, elindeki gazeteden kafasını kadırmadan: HIhh?
Kız: Ben, yani şey...bu akşam..
Baba:Akşama dışarda falan yiyemeyiz kızım.Annen dört tencere yemek
yapmış.Maş. Michael Schumacher gibi onunda hızına yetişilmiyor bu
günlerde...
Kız: Ya aslında anneme ben söyledim biraz fazla yapmasını...
Baba gazeteyi elinden bırakıp kızına döner: Ne zorun vardı kızım?O kadar yemeği kim yiyecek şimdi?
Kız: (sıkılarak)Şey yiyecek...
Baba: Kim?
Kız:...
Baba: Kızım söylesene 'şey' de kim?
Kız:...Er..erkek arkadaşım baba..Akşama sizinle tanıştırmak için ben davet ettim.Tabii eğer istemezsen hemen arayıp iptal-
Baba: Onlar yemek yiyebiliyor muydu ya??
Kız: Ha???!!
Akşama
kız sevgilisini yemeğe davet etmiştir.Birkaç bilindik selamlaşmadan,
havadan sudan sohbetlerden sonra yemek masasına geçilir.Bu sırada
babanın aklından şunlar geçer.
(Çocuk da ammada yakışıklıymış
ha...Zenginlermişde..Bayada terbiyeli anlaşılan.Bizim kız turnayı
gözünden vurmuş bu sefer desene?Maş., maş...Saçlar kumral,gözler bal
sarısı gibi ela...Sesi de kadife gibi filmlerdekiler gibi maş...Hafif
de kaslı gibi sanki...Bana bir yerden tanıdık geldi bu velet ama
nereden?...Eyvah!!)
Yemeğin sessizleştiği bir sırada kız tuvalete
gitmek için müsade ister, annede o sırada mutfağa gidip tatlıları
servis tabağına yerleştirmekle uğraşmaktadır.Bu sırada baba ve çocuk
arasında şu diyalog geçer.
Baba: Kaç yaşındasın sen evladım?
Çocuk: 17 efendim.
Baba: Hmm...Ne zamandır...On yedisin?
Çocuk: Geçen hafta girdim on yedime..
Baba sinirlenir:Ohooo...Olmadıki şimdi.
Çocuk: Ne olmadı efendim?
Baba: Replik olmadı replik!!
Çocuk şaşırarak:Replik derken??
Babanın bu sırada aklında başka bir şeyler geçer.
Baba: Neyse, bırakalım biz şu repliğide anlat bakalım, nasıldı doğum günün?
Çocuk:
Valla ne diyim efendim, bildiğiniz partilerden işte.Pasta,kola bir iki
hediye..Nasıl on yedi oldum bende anlayamadım.Zaman su gibi akıp
geçiyor, değil mi?
(Bak görüyor musun nasılda kıvırıyor, girmiyor
detaya..Görürsün sen..Benim kızımın kanına dadanmak neymiş anlarsın
şimdi foyan çıkınca ortaya...)
Baba: Her yıl kutlar mısınız?
Çocuk: Ben kendimi bildim bileli, evet.
Baba: Zor olmuyor mu?
Çocuk: Ne zor olmuyor mu?
Baba: Bilmem..Öyle her sene her sene kutlamak...Pastanda kaç mum vardır kim bilir?Yüzden fazla mı?
Çocuk babanın espri yaptığını düşünerek pek komik olmasada köprüyü geçene kadar ayıya dayı denmesi gerektiğinden gülümser.
Çocuk: Aslına bakarsanız saymadım mumları. der öylesine laf olsun torba dolsun diye..
Baba gayet ciddi bir şekilde:Hmm...Demek o kadar çok ha?
Çocuk: ...??!
Baba: Peki pastan neliydi?
Çocuk
şaşkınlıktan cevap veremez.Adamın kendisini sınıadığını
düşünür.Sınıyorsa amacını anlamaya çalışır kafasının içinde.Ama diyecek
bir kelime bulamaz.
Baba: Konuşsana!Kırmızı mıydı?
Çocuk: Şey...
Baba: AB Rh +' mi????
Çocuk: Ben...ne demek iste-
Baba:
Eyvah!eyvah!!! diye bağırmaya başlar.Ve sandalyesinden kalkarak
çocuktan birkaç adım uzaklaşmaya çalışır.Bağrışları duyan anne, kız
koşarak salona girerler.
Anne-kız: Ne oluyor burada?
Baba: Ne olacak bizim kız elden gitmiş de haberimiz yok!
Anne: Ne diyorsun? der ve kızına döner, Kız yoksa sen hamile misin?!!!
Kız: Anne saçmalama ne hamileliği?!
Baba:
Ah, keşke hamile olsaymış!...Kızın kanını içmişler senin dünyadan
haberin yok kadın!Hemde kanıından pasta yapmışlar da yemişler bir
güzel...Yoksa senide mi kan emici yaptılar!Koynumda sivri dişli bir
vampir mi beslemişim ben onca yıl!
Kız: Baba, ne onca yılı!Biz Ediz ile daha 3 ay önce tanıştık!
Baba: Demek kabul ediyorsun vampir olduğunu...
Kız-anne-çocuk899önk!!???
O akşam kıza görücü gelmiştir.Yine havadan sudan muhabbetlerden sonra her zamanki klışe sorulara gelir sıra...
Baba:Oğlumuz ne iş yapar?
Çocuğun babası:Özel ve iyi bir hastanede cerrah efendim.Hastanenin en iyi doktorlarındandır.
Babaoktorsun ha?
Çocuk:Evet efendim.
Baba:Kan tutmaz mı seni?
Çocuk
bu soruyu sınama ve cesaret ölçme sorusu olarak algılayarak:Hayır,
aksine çok severim.Zaten kırmızı benim en sevdiğim renktir.. diye ufak
bir espri de katar işin içine.
Baba:Hmm..Zor olmuyor mu?
Çocuk:Neden zor olsunki?Sonuçta kan tutmaz beni.Ki tutsaydı doktorda olmazdım sanırım..
Baba:Baya yaşlısındır sen o zaman...
Çocuk:Şey..Aslında Belen'le aynı yaştayız efendim.
Baba:Ya da belkide hastalarının kanını saklıyorsundur bir kenarda..
Çocuk:Ne saklaması efendim?
Baba:Kan kokusunu sever misin bari?
Çocuk:Çok da kötü bir etki yapmıyor...Alıştım artık.Bazen yoğun olduğunda bayılacak gibi oluyor insan..
Babaemek kana bayılıyorsun ha?
Çocuk ve ailesi:??!!!
Baba
ayağa fırlar:Size kız mız yok!Çıkın len evimden!Lan keske şu yazar
Jacob'ın numarasını falan yazsaydı kitabın arkasına falan..Ya da ıslık
çalsam gelir mi acaba?Bir insanın bir tane bile kurt tanıdığı olmaz mı
be!!
Çocuğun anne ve babası adamın deli olduğunu düşünerek ve
fısıldaşarak adamın şaşkın karısı ve kızından müsade bile istemeden
evden çıkarlar.Öyleki Ediz, Belen'inin suratına bile bakmaz..Kız sinir
krizleri geçirerek babasına bağırmaya başlar.
Kız:Ya baba sen ne yaptın!Ben seviyordum onu!!Hemde çok!...Evlenecektik onla!Nasıl yaparsın bunu!
Baba:Kıza
bak, hayatını kurtardık neler söylüyor ağızı...Lan kan emici olmaya çok
meraklıysan koş peşinden o pis kan emicinin!Ama bilesinki ben
yavrumu,kendi canımdan,kanımdan evladımı kan emicilere yar etmem!
Kız ağlamaya ve bağırmaya devam ederken anne araya girer.
Anne:Ne zorun vardı da vermedin kızı?Delikanlı gibi çocuktu.Hem doktordu da...
Babaoktor falan giremez bu evden içeri!
Anne:Elalem doktor ister mühendis ister adamın zoruna bak ya...Ya ne olacaktı kaldırım mühendisi mi?
Baba:Bilmem..Ama bak veteriner olsaydı verirdim.
Anne-kız aynı andaeteriner mi?
Baba:Tabii
ya...Neden düşünemedimki daha önce..Bana bak, veterinerden başkasına
vermem seni!Bunu böyle bilmiş ol...Ona göre bir kısmet bul
kendine...Artık gazetelere mi ilan verirsin, düğün düğün gezer misin
yoksa veterinerlik fakültesine mi başlarsın orasını bilmem!
Kız:Ya baba ne alaka veterinerlikle?
Baba:Ne
alakası var mı kızım?Zeka derler buna...Doktor olunca insan kanı
içiyorlardır büyük ihtimalle.Yeni nesilde nerede Carlisle'daki
merhamet!Ama veterinerse kesin vejeteryandır hepsi!Boşuna okumadık o
kitabı heralde!
Anne-kız hönk!!????